3S İnsan Kaynakları Eğitim ve Yönetim Danışmanlığı



BERBAT BİR YÖNETİCİNİN GÖSTERGELERİ

Şirketlerle danışmanlık hizmeti sunarken çalışanlarla sıcak bağlar kuruyor ve yönetimin her kademesinde tarzları değişen yöneticileri de yakından tanımış oluyorsunuz. Yönetim tarzları az çok birbirine yakın tanımlanmış belirli çerçevelere oturtulmuş olarak literatürde (Otoriter, Danışman, Paylaşımcı, Demokratik, Bürokratik, Durumsal vb.) farklı başlıklarla karşımıza çıkıyor.

Bu kategoriler danışmanlık yaptığımız şirketi büyüteç altına alırken yardımcı olsa da her birinin diğerleriyle etkileşim içine girdiği karma tarzları uygulayanlara da rastlıyorsunuz. Bu nedenle kitaba uygun bir norm yakalamak her zaman mümkün olmuyor. O şirketle yaşayarak mevcut durumu anlamanız gerekiyor. Ancak bu anlayışla yola çıktığınızda şirketin özgün kültürünü ve yöneticilerin tarzını belirlemek deneyimlerime göre ayakları yere basan çözümlerin de yolunu açıyor. Özetle işin reçetesi yok!

Yönetim "Planlama, Organize etme, Yönlendirme ve Denetim" fonksiyonları aracılığıyla örgütsel amaçlara etkili ve verimli olarak ulaşmayı sağlayan süreçlerden oluşuyorsa, bunu gerçekleştiren birinin de olması gerekir değil mi?

Geleneksel olarak organizasyonlar, kararların etki genişliği ile ilgili tıkanıklıkları aşmak için kendilerini bölümlere ayırarak fonksiyonel hiyerarşiler oluştururlar. Böylece işlerin daha kolayla yürümesi beklenir. Ancak, piramit yapılar çoğu zaman derebeyi alanları oluşturmaya müsait, astların yukarıya çıkmasını zorlaştıran yapay engellerle doludur. Tepe yönetimden aşağıya akan yetki kullanımını da çalışanın gözüne sokar...

Yaygın organizasyon yapılarının hiyerarşik dizilişinden hareketle Yönetici, "Planlama, Organize etme, Yönlendirme, Koordinasyon, Denetim" kapsamında diğerlerinin faaliyetlerini şirket amaçlarına uygun olarak gerçekleşmesinden sorumlu, atanmış kişidir. 

Bu beş unsura "Yönetici Yetiştirme" rolünü de eklemek gerekiyor. Ancak elde ettiğimiz bulgulara bakarsak, bırakınız altıncı rolü, " Yönetme (Yönlendirme değil!) ve Denetim" rolü en sık rastlananlar...

Normal şartlar altında Yönetici, kendini "Yöneten" başkalarını da "Yönlendiren" kişidir.

Öte yandan, tarafımıza gönderilen iletilerde, rehberlik ve koçluk programları uygularken yöneticisiyle yaşadığı sorunları paylaşan, birlikte geçirilen dönemi bir kâbus gibi hatırladığını söyleyenlere, bezdirme (Mobbing) politikalarının mağdurlarına rastlıyoruz.

İş yaşantılarında yıpratıcı deneyimlerin olumsuz hatta psikolojik travma etkileri yarattığını kabul etmek gerekiyor. Bu kötü deneyimi yaşayan çalışanlar ne öğreniyor ve yola nasıl devam ediyorlar?

Kendi hizmet alanımda karşılaştıklarımı göz önüne alınca “deneyerek ve yanlışlardan” öğrenmenin “doğrulardan ve önceden” öğrenme yerine daha çok kullanılan yöntemler olduğunu söyleyebilirim. Bazıları iyimser bir yaklaşımla berbat bir yöneticiden "Ne yapılmamalı?" adına çok şey kazanabileceğini ileri sürüyor. Gelin görün ki bunu söyleyenler “Ne yapılmalı?” sorusunun cevabı için ellerinde sağlam bir yol haritası olmadığının farkında değiller. Yanlışlar içindeki bir yöneticinin karşısında beklenenin doğruluğu da tartışılabilir değil mi? Çalışanlarına kaba davranan, gırtlağına dayanarak bağıran bir yöneticinin yerine sakin ama iğneleyici konuşan, alaycı bir yönetici tercih edilir miydi?

Çevremde iş hayatında üç beş yıl ilerlemiş olanlardaki genel kanı, çok fazla berbat yöneticinin olduğuna, iyi yöneticilerle çalışma olasılığının düşük bulunduğuna inanılması… Mahkemelerde devam eden Mobbing davalarıyla ilgili istatistiklere de göz atmanızı öneririm.

Berbat bir yöneticinin göstergeleri: (öncelik gözetilmeden sıralanmıştır)

  • İnsanları kendi takım çantasında son kullanma tarihi olan (tornavida, pense, çivi vb.) araçlar olarak görür,
  • Çalışanları başkalarının yanında aşağılamayı bir güç göstergesi olarak kullanır,
  • Kaba sözler kullanmaktan çekinmez, düşüncesiz, saygısız ve anlayışsızdır,
  • Hoşgörüyü kendi adamı olarak belirlediklerine gösterir,
  • Dış çevreye karşı vitrin güzelidir,
  • Yönetici yetiştirmek yerine kendisine teslim olmanın yollarını öğretir,
  • Sadakat anlayışı kişiselleşmiş ve kendisine dönük olarak tanımlanmıştır,
  • Empati yoksunudur,
  • Kendi önceliği şirket önceliğinin önüne geçer,
  • Ben merkezcidir,
  • Kendisi hata yapmaz, hata yapan birini bulur ve cezalandırır,
  • Sosyopatik kişilik özellikleri taşır,
  • Bezdirme (Mobbing) politikaları uygulamada ustalaşmıştır,
  • Geri bildirim vermediği için iş süreçleri çalışanlar adına ıstırap vericidir,
  • Takım çalışmasına inanmaz,
  • Çalışanlar arasına istihbaratçı rolünde adamlar yerleştirerek kontrol mekanizması geliştirir,
  • Astlarının birbiriyle kendi kontrolü dışında bağ kurmasını önlemek için elinden geleni yapar,
  • Bağlı olduğu üst yönetime karşı şirin gözükecek her yolu kullanır,
  • Çalışma ortamında kendisine göre şekillendirilmiş kurallar oluşturur,
  • Tüm astlar onun için vardır,
  • Astlarına küserek onları tecrit eder,
  • Astların yaptığı hataları kendisine karşı yapılmış gibi kişiselleştirerek tavır alır,
  • Kendi adamları dışındakileri övgülemez, kutlamaz, teşekkür etmez,
  • Açık yakalayıcı bir rol üstlenmiştir,
  • Eğitime inanmaz ve astlarının gelişimini desteklemez,
  • Ücret artış dönemlerini, astın geçmiş yılıyla hesaplaşan, bir cezalandırma fırsatı olarak görür,
  • Kendi ailesi için mükemmeli oynayan bir ebeveyn izlenimi yaratır; ancak başkalarının da bir ailesi olduğunu aklına getirmez.

Listeyi yeterince uzattım... Umarım okuyanlar kendilerinden başlayarak çevrelerini gözden geçirerek bir değerlendirme yapar…

Dikkat ederseniz "Liderlik" sözcüğünü hiç kullanmadım. Zaten sorun da burada...Berbat yöneticilik tanımı daha çok tek yönlü olarak yukarıdan aşağı iletişim kuran, bağ kurmayan davranış ve tutum problemi olanlar için geçerli…Bir de giderek iş dünyasında boy gösteren listede 12. sırada yer alan sosyopatlar var... Dilerim karşılaşmazsınız!

Doğru zamanda, doğru yöneticiyle, doğru şirkette karşılaşmak, örnek alınacak bir lider yönetici tanımak büyük şans…

Ne yapabilirsiniz?

Acı çeki

yorsanız durumunuzu enine boyuna değerlendirerek bir karar vermeniz gerekiyor. İşinizi bırakmak istemiyorsanız yöneticinizi değerlendirmek için kitap okuyabilir, bir bilene sorabilir, seminerlere gider, TV, radyo, Webinar ortamında uzmanları takip edebilir, sosyal medyada forumlardan destek isteyerek ilişki yönetiminde çeşitli taktikler deneyebilirsiniz.

İş hayatına yeni girenler kadar her çalışan için "Koç" desteğinden yararlanmak ne kadar da önemli... Ne yazık ki herkesin bu imkânı yok. İş hayatında yıllanmışlar mecburiyetler, kabullenmeler veya alışkanlıklar nedeniyle berbat yöneticiyle çalışmaya katlanabiliyorlar…Ancak özellikle “Y” kuşağından olanların işi sevseler de berbat yöneticiler yüzünden iş hayatına bakışları değişebiliyor. Çözüm için o şirketten bu şirkete yolculuk yapıyor, devlet memuru olmak, aile şirketinde çalışmak, kendi işini kurmak arasında seçim yapmaya zorlanıyorlar.

Berbat yöneticiden uzaklaşarak bir başka yolculuğa çıkmayı tavsiye etmek çalışanın tercih nedenlerini bilmeden işin kolayına kaçmak diye düşünülebilir. İşsizliğin gerçekte TÜİK rakamlarının iki misli olduğu, enflasyonun çift hanelerde seyrettiği, gelecek endişesi taşınan bir ülkede bu hiç de kolay değil. Ancak kişinin ruh ve beden sağlığının bir önemi yok mu?

Zorunluluklarla yüzleşerek kabul edilebilir yönetim ilişkilerinin (mükemmel değil!) olduğu şirketleri araştırmak belki de en başından yapılması gereken şeydir. Yalnızca ücretlere, unvanlara bakarak karar vermek yerine şirket kültürleri hakkında ipuçlarına nasıl ulaşılabileceği üzerinde çalışmak gerekiyor...

Yolunuz açık olsun...

 



Yorumlarınız için info@3sdanismanlik.com adresimize e-posta yollayabilirsiniz.