3S İnsan Kaynakları Eğitim ve Yönetim Danışmanlığı



GİRİŞİMCİLİK NEDİR?

Soner Selçuklu


Girişimcilik, bir kişilik tanımından önce,  beynin yaratıcı zihinsel faaliyetlerinin bir iş kapsamında uygulanmaya dönük yönü olarak ele alınabilir. Tıpkı liderliğin sadece doğuştan olduğunu iddia edemeyeceğimiz gibi girişimcilik de ortaya çıkartılarak liderlik gibi sonradan öğrenilir, beslenebilir ve geliştirilebilir. Bu, tetikleyici bir nedenle zihnimizin derinliklerinde düşünce boyutunda başlayan bir reaksiyonun, patlamayla açığa çıkan sürdürülebilir etkinliği ile ilgilidir. Zihnimiz birkaç saniye içinde milyonlarca işlemi gerçekleştirecek hızda çalışır. Sorgulanan her şey için başladıktan sonra kolayca durdurulamayan işlemler dizisi vardır. Bu işlemler geri planda sürekli çalışır. Konunun özü, kişinin aklından geçenleri ortaya dökmesini sağlayan ve eyleme geçiren bilişsel süreçlerdir.


Şu ve veya bu nedenle arayış içindeki bir insanın beyninin derinliklerinde neler olur?  İşe ilişkin düşünceler nasıl oluşur?


Aptalca, akıllıca, mantık dışı, çok mantıklı, uçuk-kaçık, gerekli gereksiz fikir yumakları, kendi içlerinde çarpışarak derinlerden yüzeye ham meyvelerini gönderirler. Sorular sistemin anahtarlarıdır. Beynin enerji üretiminde sorgulayıcı düşünme tarzının büyük rolü vardır. “Ne, nerede, niçin, nasıl, ne zaman ve kim?” soruları araştırma ve algılama sürecinde tetikleyici olmaktadır.


Deneyim, bilgi ve fikirlerin üretkenliğe dönük çarpışma kalitesi, öğrenme isteği ve zihinsel şemalar yüzeye gelen ham meyvenin niteliklerini belirler. İnsanın eşsiz özelliklerinden olan farkındalığı, öz bilinci ve hayal gücü bu ham meyvelerin üzerindeki gereksiz kısımlarını atarak temizler, rafine eder, parlatır ve olgunlaşması için en uygun ortamda “tabakta” sunuma hazırlar. Bu çaba, ortaya çıkan iş fikirlerinin görünür kılınmasına yol açar. İşte tam bu noktada girişimcinin dışındaki dünyada sermaye, emek, müşteriler, rakipler, teknoloji ve pazar gibi ana bileşenler devreye girerek bir plan üzerinde fikrin maddi gerçekliğinin temelini oluştururlar.


Bir girişimcinin beyni incelenseydi ve fikirlerin oluştuğu yerin bir fotoğrafı çekilebilseydi eminim bir savaş meydanının kenarına toplanmış enkaz yığınları ve o alanın temizlenmiş bölümü üstüne oturtulan düşünce tuğlalarından oluşturulmuş bir projenin doğuma hazır üç boyutlu modeli görünecekti.


Her işletmenin oluşturulma sürecinin baş aktörü onu başlatan fikrin yaratıcısı olan girişimcidir. Kanımca bir girişimci ile girişimci olmayan arasındaki en önemli fark, bir işle ilgili fikir yumaklarını gerçekleştirme çabasındaki kararlılık ve eylemde ortaya çıkmaktadır. Çünkü o zaman kristalleşen fikrin gerçek dünyayla yüzleşme zamanı gelmiş demektir. Bu aşamada beynimiz, iş fikrinin doğumuyla ortaya çıkan kavramsal modelin verdiği büyük hazzı yaşamaktadır. Doğuma hazır durumda bir fikrin kürtajı ise, insanı huzursuz etmektedir. Yarım bırakılmış diğer işler gibi taşıması zorunlu yüklere dönüşmektedir. Belki de insanlığa hizmet edecek birçok fikir, yaratıcısının yüzleşmekten kaçınıp “olmaz böyle bir şey” diyerek girişimci kavrayıştan vazgeçmesiyle en başında yok olmuştur.


Burada belki içine düşülebilecek tek bir tuzak olabilir: “Girişimcilik için girişimcilik!”  Bunu açığa çıkarmanın mihenk taşı ise girişimcinin farkındalığı ve kendisine soracağı “ne yapmak istiyorum?,  neden girişimci olmalıyım?, neden bu fikir?, bedelini ödemeye hazır mıyım?, neden şimdi olmalı?” şeklindeki sorulara vereceği cevaplarıdır…


Her zaman bir iş fikrini hayata geçirecek, onu giydirecek, ona kan ve can verecek bir girişimciye ihtiyaç vardır. Ancak yaratıcı düşünce ve düşünsel modellerin sadece bir başlangıç olduğunu vurgulamak istiyorum. İş fikri ekonominin bulunduğu düzlemde uygulanabilir ve ayağı yere basabilir olmalıdır. Değilse çıkmaz sokaklara girileceği aşikârdır.

Güçlü bir fikrin ve buna yürekten inanan bir girişimci için, işin gerçekleştirilme sürecinde fırsatlar da sis perdeleri altından çıkmaya başlar. Girişimci de “nasıl yapılamaz?” sorusu yoktur. “Nasıl yapılabilir?” sorusu bütün bir sürecin volan kayışıdır. Fikri oluşturduktan sonra ondan vazgeçmek ise işin en kolayıdır. İş fikrini oluşturma, kişinin kendisine meydan okumasıdır ve orada başarısızlık korkusuna yer yoktur.


Bugün çevrenizde kime sorarsanız sorun iyi bir yaşam isteğinden, mutluluktan söz eder.  Bazıları dile getirirken farklı yollar izlese de çoğunda parasal açıdan sorun yaşamadığı bir hayat beklentisi ve zengin olma hayalleri vardır. Mutluluk gibi zenginlik tanımı da kişiden kişiye değişse de onları istemek yetmiyor. Çünkü yürekten istenen her şey için, moral ve motivasyon içinde kendini adamaya hazır bir ruh daima vardır. Bu nedenle dudaklarımızda şekillenen sözlerin kelimenin tam anlamıyla her zaman yürekten koparak geldiğini söylemek zordur.


Ne aradığınızı ve nereye gittiğinizi bilmiyorsanız sahip olduklarınızın ve vardığınız yerin de önemi yok demektir. İnsanın kendi kendine tanımlayamadığı hiçbir şeyin anlaşılması imkânı da yoktur.


Uygulamaya geçirilemeyen bir iş fikri zihinsel arşivin tozlu raflarında kullanılacağı güne kadar saklanabilir. Ara sıra düşünce arşivinden çıkartıp parlatmak gerekebilir. En azından basit bir model halinde yazılı hale getirerek onunla yüzleşmek iyi bir yöntemdir. Değilse, zaman aktıkça fikirler de hafızanın derinliklerinde yazıları silinmiş ve zor okunan arşiv dosyaları gibi fazla işe yaramazlar. İşe yarayacağı zaman geldiğinde ise kullanılmaz hale gelmiş olabilirler.


Bir şeyi önce yürekten istemek gerekir. Onun için de mutlaka bir hayaliniz olmalıdır. Arayışın yapı taşı ve her şeyin başlangıcı güçlü arzu ve hayallerdir. Kendisini düşünce dünyasında sınırlamayan, bir amacı ve arayışı olan herkesin girişimcilik yolculuğuna çıkabileceğini söylemek istiyorum. O nedenle girişimcinin sözlük tanımını yapmak veya popüler kriterlerle belirli ortak özelliklerle açıklama yoluna gitmedim. Bir kişilik özelliği olarak nitelemek yerine, yaşamın içinde çevreden etkilenmelerle de tetiklenen, kültürel ortamdan beslenen, ekonominin düzleminde şekillenen, öğrenilen ve eyleme dönük olarak geliştirilen bir yetenek olduğuna dikkat çekmek istiyorum.

 


(Kaynak: Küçük Bir Girişimin Öyküsü-S.Selçuklu Sistem Yayıncılık 2006 )

NOT: Konu hakkında  geniş bilgi "KÜÇÜK BİR GİRİŞİMİN ÖYKÜSÜ"  başlıklı kitapta yer almaktadır.



Yorumlarınız için info@3sdanismanlik.com adresimize e-posta yollayabilirsiniz.