3S İnsan Kaynakları Eğitim ve Yönetim Danışmanlığı



KARARLARIN KOBRA ETKİSİ

KARARLARIN “KOBRA ETKİSİ!”

Bu makale 25 Ekim 2021 tarihinde AVM DERGİ’de yayımlanmıştır.
 
Siz hiç karşılaştığınız bir soruna çözüm bulmak amacıyla, stratejik olduğunu düşünüp,  kritik kararlar verdiniz mi? 

Sonucunda beklediğinize uygun gelişmeler de olmuştur elbette…Ya başını daha da derde sokacak durumlarla karşılaşanlara ne demeli. Bu iki sonuç için elimde bir istatistik yok. Ancak hangi örgütsel yapının başında olursanız olun işlerin sarpa sardığı zamanlar olduğuna kuşku yoktur… Yazımı da işte böylesi çıkmazların yarattığı olumsuz sonuçlar açısından aşağıdaki olay bağlamında  ele aldım.
“ ‘Kobra etkisi’ terimi, İngiliz yönetimi altındaki Hindistan'da meydana gelen bir olayı tanımlayan bir anekdottan gelir.
İngiliz Hükûmeti, Delhi'deki zehirli kobraların sayısı konusunda endişeliydi. Bu nedenle Hükûmet, her ölü kobra için bir ödül teklif etti. Başlangıçta bu başarılı bir stratejiydi, ödül için çok sayıda yılan öldürüldü. Ancak nihayetinde girişimci insanlar, gelir elde etmek için kobra üretmeye başladı. Hükûmet bu durumun farkına vardıktan sonra ödül programını iptal etti. Kobra yetiştiricileri artık değersiz yılanlarını doğaya serbest bıraktıklarında vahşi kobra nüfusu daha da arttı.” Vikipedi
Kobra etkisiyle ilgili en sıcak örnek şu an ülkemizde yaşanan kur felaketi. TL’nin hızlı değer kaybıdır.
Buraya nasıl gelindi? Söylenecek çok şey var!

Ancak buzdağının görünen tarafında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının faiz indirimi var. Ne pahasına olursa olsun büyüme stratejisi ve faizin enflasyonun sebebi olduğu karşı teziyle faiz indirimine gidilince gelinen nokta da ortada…Öyle ki bu şekilde enflasyonun da ineceği ileri sürüldü. Hindistan’da kobraları ortadan kaldırmak için yapılanlar sorunu derinleştirerek daha fazla kobranın sokağa salınmasına yol açmıştı. Şimdi de önümüzdeki aylarda sokaktaki enflasyonun freni patlayacak. Kâğıt üzerindekilerle yaşamın gerçekleri arasındaki makas giderek açılıyor. AÜ SBF İktisat bölümünden mezun biri olarak hiç böyle bir şey duymadım, söylenmedi, okumadım…Anlaşılan iktisat yasaları yeniden yazılıyor.
Makro düzeyde verdiğim örneği mikro planda birkaç  örnekle ele alalım:
Yukarıdakine benzer bir yılan hikayesini  paylaşayım: Yazlık Kooperatif yönetimi siteyi saran yılanlara karşı savaş açma kararı verir. Bu amaçla 1000 konutlu sitede her eve iki yılan tuzağı teslim eder. Plan işe yarar ve çok sayıda yılan yakalanır. Yakalanan yılanları ne yaptıklarını bilmiyorum. Yönetim kazandığı zaferle kutlamalar düzenler. Ama kazın ayağı öyle değil! Ortalığı fareler işgal eder. Besin piramidinde denge bozulmuştur. Ev sahipleri kedi beslemeye başlar. Yönetim fare kapanları, çeşitli zehirli yemler dağıtır. Olay bununla kalmaz kedi nüfusu da süratle artar. Yemleri talimatlara uygun kullanmayanlar yüzünden çok sayıda kuş, kedi, köpek telef olur. Kışın bastırması nedeniyle evini kapatanlardan sonra ne olduğunu düşünmek istemiyorum.
Piyasaya yeni giren şirket ürettiği kahve makinasında kullanılan açma-kapama düğmesinin ısınma sonrası sorun yaratması nedeniyle müşteriden gelen ürünleri tamir etmeye başlar. Ancak emek-zaman-yedek parçada maliyetler göz önüne alındığında bu uygulamayı verimsiz bulur. Telafi için müşterilere yenisiyle değiştirme teklifi yapılır. Güzel bir uygulama değil mi? Sonuçta gerçekten arızalanan ürünler değiştirilir. Ancak elindeki yıpranmış ürünlerin düğmelerini kurcalayarak bozup sonra da yeni ürünle değiştirmek isteyenler çıkınca bu değiştirme işine son verilerek düğme bozukluğu garanti dışı bırakılır.

Yeni Genel Müdür ilk gününde heyecan içinde işçilerden önce erkenden fabrikaya gelip saha teftişi yapar. Çay kazanlarını ve her işçiye verilen bir poğaçayı görünce aşçılara talimat verir. Kuyrukları önlemek için çay kazanlarının sayısı artırılır. Ayrıca işçi başına verilen peynirli poğaça ikiye çıkarılır. Bir hafta içinde bakın neler olur: Bazı işçiler zeytinli, patatesli poğaça taleplerini aşçıya iletir. Aşçı da talebi yerine getirir. Kahvaltı süresi uzayınca mavi ve beyaz yakalılar işe geç başlar. Olay bununla da kalmaz özellikle beyaz yakalılar poğaçanın yanında evden reçel, marmelat getirmeye, birbirlerinin odasında kahvaltı davetlerine başlar. Daha bitmedi…Kahvaltı menüsü zenginleştikçe zenginleşir. Börekler, çörekler alır başını gider…Genel Müdür duruma el koyar. Her şey başa döner…Çay ve bir poğaça…
Satış direktörü o yılın satış hedeflerini önceki yılın %30 üzerine çeker. Satış ekibine de bireysel satıştaki performans primini daha öncekilerle kıyaslanmayacak yüksek bir düzeyde açıklar. Tüm ekip öyle bir aşka gelir ki şirket içi rekabet vahşileşir. Bölgesel müdahaleler olur, müşteri ayartmalarla kafalar karışır. Satış giderleri artar, hızlı davranma adına araçlar hasar görür, müşteri kayıpları yaşanır. Bırakınız yeni hedefi önceki yıldan daha düşük bir ciro yakalanır. Kârlılık daha da azalır. İşten ayrılmalar, şirket içi çatışmalar zorlu bir döneme kapı açar.
İnsandaki bu genişleme, çıkar düşkünlüğü, kararları zorlama  yönü her yerde geçerli olmuyor işte…
Kobra etkisinden kurtulmak için aklıma gelen tekniklerden biri olan TRIZ’den yararlanılabilir.

TRIZ kısaltması aslen Rusça "теория решения изобретательских задач" kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır ve dilimizde "Yaratıcı Problem Çözme Teorisi" anlamına gelmektedir.
TRIZ 1946'da Genrich Saulovich Altshuller ve meslektaşları tarafından 3 milyondan fazla 
patentin incelenmesi sonucu geliştirilmiş mantığa ve verilere dayalı sorun kalıplarına odaklanan sistematik bir çözüm yöntemidir.” Vikipedi
Verilen kararların sonuçlarını da öngörmek başlı başına bir liderlik becerisi olduğu kadar sınırlarını ve sorumluluklarını bilen insanlarla çalışmak da bir şanstır…