Bebeğini planlı olarak dünyaya getirenlerle, "bir anda karar verdik" ya da "kaza kurşunu" oldu diyenlerin hayatı karşılaştırmalı yöntemlerle sosyolojik açıdan inceleme konusu olabilir.

Bir aile dostumun bebek sahibi olmalarıyla ilgili planları biraz abartılı görünse de, karşı bir tez ileri süremeyeceğim kadar tutarlıydı. Karı koca oturmuşlar çocuk sahibi olmanın yaşamlarının iş, kariyer, sosyal çevre gibi alanlarında yaratacağı muhtemel değişiklikleri bir deftere yazmışlar. Konunun önemiyle ilgili farkındalıkları ortaya gerçekçi bir değerlendirme çıkarıvermiş. Tavsiyeyle veya başkalarının var diye çocuk sahibi olmak istemediklerinin bilincinde hareket etmişler. Kendilerini maddi ve manevi olarak hazır hissettiklerini özellikle vurguladılar. Hatta aile danışmanlarıyla katıldıkları seanslarda görüş aldıklarını biliyorum. En azından onları bekleyen yolculuğun zorluklarını bir de uzmanına kulak vererek tanımlamışlar.

Gelecek için bebeğe sunabilecekleri her türlü imkânı (bakım, eğitim, çevre, aile kültürü) tüm ayrıntılarıyla tasarlamışlar. Kaç aile böyle bir çalışma yapmıştır bilmiyorum.

Öte yandan "Onların bebeği var, biz de yapalım", "Her doğan çocuk kısmetiyle de doğar" gibi inanç taşıyanlar da olabilir. Veya "Saldım çayıra Mevla'm kayıra", diye de düşünülebilir.

Ancak hazırlıksız bebek sahibi olanların karşılaştıkları sorunları tahmin etmek zor olmasa gerek.

AVM'ler de canlı organizmalar gibi doğar, bebeklik ve çocukluklarını yaşar, ergenlik ve gençlikten sonra olgunluk dönemine girerler. Bu dönemlerin insanın yaşam süresine benzemediğini de belirtmeliyim. Ne ki dünyaya "merhaba" demesi düşünülen her AVM için;

• Bu yatırımı niçin yapıyoruz? 

• Hangi araştırma bilgilerini (beklenen gelir, proje maliyeti, geri dönüş süresi, pazar analizi, kent planı, çevre vb.) bu yatırıma dayanak yaptık?

• AVM kültürü ve işletme felsefemiz ne olacak?

• Diğer AVM'lerden farkımız ne olmalı?

• Yönetim yapımız nasıl olacak?

• Çevre ve kent halkıyla nasıl bağ kuracağız?

• Müşterilerimiz kimler olacak? Onlara neler sunacağız?

• Mağaza karmamız nasıl olmalı?

• Kimden danışmanlık almalıyız?

• Kimleri nasıl işe alacağız?

• Çalışanlara nasıl bir ortam sunacağız? 

• Personel Eğitim salonları nerede olmalı?

• Çalışanları nasıl eğiteceğiz?

sorularına önceden cevap vermek gerekiyor.

Bir gecede verilen kararla, buna "Kaza kurşunuyla" diyelim, bir AVM'nin dünyaya geleceğinin müjdesi, onun öngörülmemiş maliyetlere hazır olduğunun göstergesi değildir. "Kervan yolda düzelir" atasözüne de sığınılamaz.

Bu bağlamda, doğum sonrası, beklenen işletme performansına ulaşamayan AVM'lerin, körfezde dibe vuran gemiler gibi sektörel rekabet ortamını rahatlatmak yerine diğerlerine ayak bağı olacağını unutmayalım. Kaldı ki bundan yatırımcı, kent, çevre, tedarikçi, imalatçı kısaca tüm toplum ve ekonominin dalga dalga olumsuz etkileneceği açıktır.

Yorumlarınız için info@3sdanismanlik.com adresimize e-posta yollayabilirsiniz.