ORMANLAR VE AVM'LER
Soner Selçuklu
Yeğenimin ormanlar hakkındaki ev ödeviyle ilgili kaynak bulma çalışması yaparken zihnimdeki çağrışımlar beni AVM’lerin dünyasına çekiverdi. Peki, ormanla organize perakendenin bu gözde kanalı arasında nasıl bağlantı kurabildim?
Orman, varlık nedeni olan tüm canlı türleriyle (ağaçlar, çalılar, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar ve hayvanlarıyla) kurduğu biyolojik dengeyle ekosistemin çarpıcı bir örneğini oluşturuyor.
Ekvatoral yağmur ormanı,
Muson ormanları,
Tropik iğne yapraklı ormanlar,
Tayga ormanları,
Yağmur yeşili yapraklı orman (kış ormanı),
Sert yapraklı orman,
Yeşil yapraklı yaz ormanı
İğne yapraklı (ibreli) orman,
Galeri ormanları,
Bataklık ormanları
şeklinde tanımlanan türleriyle Dünya’nın muhtelif yönlerine dağılmış ormanlar yaşamın bir çok açıdan devamlılığını sağlıyorlar. İnşaat, kimya, tekstil, kâğıt, gıda sanayinin en önemli ilk ve ikincil girdilerini karşılıyorlar. Oksijen sağlıyorlar, su varlığını koruyor ve düzenliyorlar, erozyonu önlüyorlar. Ruh ve beden sağlığını olumlu etkiliyorlar. Ülkemizin zengin flora ve faunasının da en önemli beslenme alanı. Hükümetler, sivil toplum kuruşları uygun iklim koşullarına göre planlanmış insan emeğiyle ormanlar oluşturuyorlar. Zamanı gelince kuru ve zayıf ağaçlar budama ve kesim yoluyla, yeni fidan dikimiyle gençleştiriliyorlar. Öte yandan gelişigüzel, özensiz, bakımsız, düzensiz alanlar orman olarak sayılmadığı gibi çarpık bir ekosistemin özelliklerini taşıyor ve çevreye zarar verebiliyor.
Şimdi perakende sektöründeki evrilmenin AVM kanalını getirdiği noktaya göz atalım: AVM’ler yarattıkları ticari zenginlik ve ekonomideki katkılarıyla bacasız üretim tesisleri gibi çalışıyor. Kendilerinden daha büyük bir ekosistemin de tetikleyicisi olarak ister istemez toplum yaşamımızın bir parçası oldular. Rahatlatıcı atmosferleriyle, sunduğu imkânlarla, istihdam gücüyle, mağaza çeşitliliğiyle çok sayıda ağaç türünü barındıran insan emeğiyle oluşturulan, alışveriş için tasarlanmış bir orman gibiler; öyle de olmalılar. Kuruluş amaçları, felsefesi ve oluşturdukları kültürle de orman türlerine benziyorlar. Kolaylık, tema, moda, festival, outlet, özellikli, yaşam stili, şerit, güç, karışık kullanımlı merkezler alışveriş için ziyaretçilerine farklı ortamlar sunuyorlar. Bir de bulunduğu yere ve çevreye uygun olmayan yatırımlar var. Onlar, orman vasfını kazanması için mucizeye ihtiyacı olan, o vasfı asla kazanamayacak, bakımsızlıktan kaybetmiş alanlara benziyorlar. Akıbetlerinin nasıl olacağını da kimse bilmiyor. Hükümetler bu konularda çeşitli politikalar üretmeye çalışıyor.
Vahşi ormanlar pazarda keskin rekabet ortamına benziyorlar. Bu konuyu zorlayan, paradigmaları altüst eden günümüz AVM kanalının genetiğinde, ezberleri bozan bir ticaret kültürü var. AVM’ler ürkütücü olmadan merak uyandıran, keşfedilmeyi bekleyen patikalarıyla, yollarıyla bakımlı biyolojik dengesiyle (mağaza karmasıyla) bir orman olmak zorundadır. Göreli serbest piyasa koşullarının acımasız kuralları, her ne kadar kıyasıya bir rekabeti hayatta kalmanın ön şartı gibi dayatsa da, AVM çatısı altında, aynı müşteri için yapılan bir hizmet yarışının barışçı işleyişi birbiriyle çelişmektedir. Öğrenilmesi, gereken ilk şey cadde üstü çalışma tarzıyla, AVM çatısı altında işler aynı olmadığıdır.
AVM’de mağazaların yalnızca kendilerine odaklı bir rekabet modeli geliştirmeleri, rekabeti bir diğerinin üzerine basarak yükselme olarak algılamaları AVM’lerin yok oluş sürecinin de başlangıcını oluşturuyor. Bu nedenle kiracı karması asinerjik değil, sinerjik etki yaratacak şekilde oluşturulmalıdır.
Öte yandan bu kanalın ziyaretçiyi çekme çabaları için yapılan uygulamalar, etkinlikler, kampanyalar ve dev bütçelerle izlenen rekabet stratejileri aynı markaların cadde mağazalarında ve müşterilerinde travma yaratacak kafa karışıklıklarına yol açıyor. Bütün bunlar AVM ekosisteminin çevre sistemlerle uyumlu stratejiler geliştirmesini zorunlu kılıyor.
Bu çelişki nasıl çözülecektir? Bir yandan tek başına yaşamaya çalışan ağaçlar gibi cadde üstü mağazacılık, diğer tarafta bölgesindeki neredeyse tüketim potansiyelinin kaymağını kendi üzerine çekmeye çalışan AVM’ler…
Dünya pazarını kendi alanında tek başına el geçirmiş kaç şirket var? O halde daha fazla ziyaretçi çekme yerine kişi başına harcama verimliliği, ulusal ve uluslararası düzeyde ürün ve hizmet kalitesini artırmak, AVM ve cadde kanalı için ortak çözüm alanı olabilir. Ayrıca kent içi cadde ve sokakların alışverişi keyifli hale getirecek şekilde belediyeler tarafından düzenlenmesi de önemli bir adımdır. Yollar, kaldırımlar, banklar, oturma alanları cadde alışverişi için çoğunlukla uygun değildir.
Yol kenarında (mağazalara) ağaçlara da, koruluklara da ihtiyaç var. Onlar aynı zamanda kentin dekorlarıdır. AVM içinde mağazacılık “Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine” söylemiyle yürürken, dış çevrenin de cadde üstü çıkar birliğini anlayacak kültürel dönüşüme ihtiyaç var.
Vahşi orman kanununu “güçlü olan “kazanır” dolarak kabul edenlerle, “her ağacın diğerine zarar vermeden güneşe uzanma ve büyüme hakkını savunanlar arasındaki uzlaşma veya çatışma, ortamın yangın yerine dönüşüp dönüşmeyeceğini de belirleyecektir.
Yorumlarınız için info@3sdanismanlik.com adresimize e-posta yollayabilirsiniz.