3S İnsan Kaynakları Eğitim ve Yönetim Danışmanlığı



ŞİRKET YÖNETİMİNDE EGO SAVAŞLARI

 
İYİ BİR YÖNETİCİYİ HARCAMANIN 25 YOLU
Bu makale 08 Ekim 2018 tarihinde AVM DERGİ’de yayınlandı
 
İş dünyasında kariyer planlama yaparak iç kaynaklardan yönetici yetiştiren şirket sayısının azınlıkta olduğunu bunca yıllık deneyimlerime dayanarak ileri sürebilirim. Oysa aksine bir bilgi için inanılmaz heyecan ve sevinç duyardım!
Yönetici yetiştirme programlarının çoğu (buna program denilirse!), sabır göstermeye bağlı, yanlışlardan, deneysel öğrenmeye dayanıyor. Kişiler birer pratisyen olarak yönetime hazırlanıyor. İş başı eğitimleri ise çok yetersiz. Teori-Pratik bağlantısı kurulmuyor. Deyim yerindeyse “Saldım Çayıra, Mevla’m Kayıra”.
Neden böyle?
Hiyerarşinin kademelerinde yükselenler yalnızca iş bitiricilik potansiyellerine göre değerlendiriliyor. Nasıl yapıldığının bir önemi yok! Sonuç yeterli oluyor. Çünkü üst kademelerdekilerin kendileri de aynı yoldan geçmişler…Sistem kendini bu şekilde tekrarlayarak yeniden üretmeye devam ediyor!
Takım oluşturma, liderlik, kendini geliştirme, okuma-yorumlama-yazma, örgütsel öğrenmeye katkı, etkili ve verimli çalışma, yaratıcılığı geliştirme, kalıcı sorun çözümü, kurum vatandaşlığını güçlendirme, öz disiplin-öz kontrol vb. başka becerileri hesaba katan yok denecek kadar az. Çoğu çalışanın, kendisini kıyaslayacağı bir referans noktası olmadığı için, yöneticiliği kolay yapılan, kendisinin de hazır olduğuna inandığı bir görev olarak görmesi de madalyonun öteki yüzü…Dunning-Kruger sendromunun sektörlerde kökleşmesinin sebebi de bu!
Zaten yönetici olmakla ilgili beceriler doğuştan yüklenmiş olarak geliyor, özel bir yetiştirme programına da ihtiyaç yok!
Bu yerleşik anlayış yüzünden iş piyasaları yetiştirmeyen yöneticilerin, kendi benzerlerini kopyalayanların elinde daha uzun süreler kalacak gibi…Bu durum tüm sektörler için ülke çapında geçerli… Sorunun bölgesel olmaması, yönetim kültürüne dönüştüğünün göstergesi diye düşünüyorum.
Her sektörde çitayı yükseltecek uygulamalara, idealistlere ihtiyaç var.
Yıllardır bu idealistlerle karşılaşmaya ve çalışmaya gayret ediyorum.
"Balık baştan kokar!" sözünde kendini mevcut yönetim kültürüyle kopyalatan “baş” role kimi yerleştireceğinizi size bırakıyorum. Lider yöneticilikle ilgili örnek uygulamaları da başka bir yazı konusu yaparak bardağın azıcık dolu tarafını da göstermek isterim.
Hiyerarşinin çeşitli kademelerinde ümit veren insanların yöneticilik kariyerlerinin uygulamada nasıl rayından çıktığını aşağıda listeledim. “Gerçekten böyle oluyor mu?” diyenleriniz çıkacaktır. Keşke bu durumlarla karşılaşmasaydım…Ne yazık ki en çok rastladıklarımı bir araya getirdim. Eminim okuyucular arasında bu maddelere ekleyecekleri olanlar vardır:
1.    Yöneticilikte kariyer yolculuğu, işin gereklerine denk düşen çok yönlü donanıma göre değil de üst yöneticiye olan yakınlığa göre değerlendiriliyor; şirket çıkarları kişisel çıkarlara feda edilmeye zorlanıyor,
2.    Piyasa normlarına göre yöneticiye verilen yüksek ücret bahanesiyle görev tanımı (sözde!) dışında farklı işlerde kullanıyorlar,
3.    Terfi sözü verilip uygulanmadığı gibi o bölgeden bu bölgeye gönderilerek iş-özel yaşam dengesini bozuyorlar,
4.    Tepe yöneticiler astlarının şirkete olan bağlılıklarını kullanarak kendi hataları için onları günah keçisi olarak suçluyorlar,
5.    Yöneticinin profesyonellik adına geliştirdiği sorumluluk duygusunu istismar ederek aşırı iş yüklüyorlar,
6.    Yöneticinin iş arkadaşları ve astları arasında inisiyatifini kırarak küçük düşmesinin yolunu açıyorlar,
7.    Yöneticiye astları ve çalışanları arasında seviyesiz hitaplarda bulunuyorlar,
8.    Yöneticinin emeğinin karşılığını eften püften gerekçelerle ödemiyorlar,
9.    Yöneticinin kişisel borçları hakkında istihbarat yaparak bunu ona karşı kullanıyor; örtülü işten çıkarma mesajı vererek iş yükünü artırıyorlar,
10. Yöneticiyi özel işlerinde kullanıyorlar,
11. Yöneticinin çabalarını göz ardı ederek ücret artışı ve terfi beklentisini engellemek için sürekli yetersiz olduğu mesajını veriyorlar,
12. Yöneticiyi daha vasıfsız biriyle kıyaslıyorlar,
13. Yöneticinin astlarına iş verip onu bilgilendirmiyorlar,
14. Astların yöneticiyi aşarak üstleriyle habersiz görüşmeler yapmasına izin veriyorlar,
15. Yöneticinin başarılarını ödüllendirmiyorlar,
16. Üstler yöneticilerin astlarıyla görüşerek dedikodu yapıyorlar,
17. Çözüm üreten, şirkete fayda sağlayan yöneticilerin bu çabalarını gizleyerek tüm başarıyı sahipleniyorlar,
18. Alt pozisyonlardan yükselme potansiyeli olan yöneticilerin performansını gizliyorlar,
19. Yöneticiler arasında çifte standart uygulayarak adaletsiz davranıyorlar,
20. Yöneticilerin yetkilerini azaltarak sorumluluklarını artırıyorlar,
21. Yöneticiyi pozisyonun gereğine uygun olmayan bir ofis, şirket aracı, bilgisayar ve telefon kullanmaya mecbur ediyorlar,
22. Yöneticiyi katılması gereken toplantılara almıyorlar,
23. Yöneticiye eksik bilgi vererek ona hata yaptırıyor ve bu hatayı onun beklentilerini önlemek için kullanıyorlar,
24. Sektörel seminer, konferans katılımını, yurt içi ve yurt dışı seyahatlerini kısıtlıyorlar.
25. Verdiği kararların uygun bir dille sorgulanmasını, önerilerde bulunulmasını bile istemeyen üst yönetici, konuyu ego meselesi yapıp astını istifaya zorlayabiliyor.
Bu 25 madde uygulandığında yönetici harcamada hızlı ve etkili sonuçlar alınacağına kuşku yok!
İş görüşmelerinde sürekli şirket değiştirmiş biriyle karşılaşırsanız peşin hüküm vermeden yukarıda belirtilen maddeleri de göz önüne almanızı tavsiye ederim.
 
Yetiştiren yöneticilerin elinde büyüyen şirketlerin yaygınlaşması özlemiyle…
 
"Kendi omzuna tırman, başka nasıl yükselebilirsin ki?" F. Nietzsche