3S İnsan Kaynakları Eğitim ve Yönetim Danışmanlığı



ŞİRKETLERİN ERGENLİK DÖNEMİ NEDİR?

Organizasyonlar için çeşitli çevrelerce bebeklik, çocukluk, gençlik, olgunluk, yaşlılık dönemi diye dile getirilen dönemlerin açık ve net tanımlanmış modellerle açıklanmak yerine zihinlerde herkesçe farklı şekilde çağrışımlar yapan tanımsız tanımlara karşılık geldiğini görüyorum.15 yıldan fazla devam eden girişimcilik deneyimim, irili ufaklı yüzlerce şirketle olan ticari ilişkilerimin sağladığı birikimlerim ve 12 yıldan fazla eğitim ve genel yönetim danışmanı olarak bir araya getirdiğim gözlemlerim şirketlerin faaliyetlerini yürütürken geçirdikleri en önemli dönemi "ergenlik" olarak ortaya koyma fikrini verdi.

Bu sonuçtan hareketle ergenlik dönemi sorunlarını yaşayan genç bir insanla şirketler arasında dikkate değer benzerlikler buldum. Bunun en büyük nedeni, bu şirketlerin gelişme dönemlerinin iç ve dış kaynaklı uyarıcılara karşı verdikleri tepkilerin ergen çocuklarla benzerlik taşımasıdır.

Ergen Şirket tanımının içeriğinin kolayca anlaşılır olmasının danışmanlık açısından bir yararına daha inanıyorum. İşletmelerin büyüyüp serpilme süreçlerinde yaşadıkları sorunlar ve bunlara yaklaşımda aranan çözümler, neden ergenlik dönemindeki çocuklar için kullanılanlarla benzerlik taşımıyor olsun? İnsan hayatının bu dönemini anlamaya ve sorgulamaya çalışmıyor muyuz? Bu noktadan hareketle çocukta yaşanan garipliklere bakıp ona "ergenlik çağında" etiketini yapıştırarak bize farklı gelen davranışlarının nedenlerini açıklamada zorluk çekmiyoruz.

Öte yandan ergen bir insanla -organik sistem- işletme arasında bağlantı kurmama yol açan önemli bir başka unsur daha var.

Teknolojide yaşanan bu büyük devrime rağmen insanoğlu halen yaban kazlarından takım çalışmasını, liderliği ve dayanışmayı, kartallardan zirvede kalmanın gücünü, sincaplardan motivasyonu, kunduzlardan vizyon paylaşımını, kırmızı karıncalardan sosyal dayanışma ruhunu, bukalemundan koşullara uymayı, örümceklerden dünya çapında ağ iletişimini (internet) öğrenmektedir. Tırtılın kelebeğe dönüşmesi bir basamak daha gelişmesinden daha farklı bir şeydir. Kelebek tırtıldan nitelik olarak farklıdır. Koza içinde geçirdiği sürede kelebek, tırtılın organizmasının yerine kendi organizmasını inşa eder. Biyolojik program bu şekilde çalışır. Eğer bu süreç doğal akışı içinde tamamlanamaz ya da bir dış müdahaleyle hızlandırılmaya çalışılır,örneğin kelebeğin kozadan çıkması için bir delik açılır ise, ortaya kanatları olup da asla uçamayan garip bir yaratık çıkar. Bu durum şirketlere dışarıdan destek veren danışmanlar açısından büyük önem taşımaktadır. Dış desteğin kuruluşun kendi iç dinamikleriyle gelişmesine yardımcı olacak bir titizlikle yürütülmesi gerekir.

Ergenlik bir başkalaşım dönemidir. Fransız Psikiyatrist Françoise Dolto, bunu kabuk değiştiren yengeçlerin durumuna benzetir. Yengeçlerin kabuk değiştirdikleri dönemde zayıf ve savunmasız olduğundan bahseder. Eğer bu dönemde yaralanırlarsa, bu yaranın izini, tüm yaşamları boyunca taşıdığının altını çizer. Ergenlik döneminin sağlıklı işlememesi nedeniyle ileri yaşlarda ciddi sorunlar yaşandığını, bilim çevreleri söylemektedir. Aynı çevreler bu sorunların ileride aşılmasının da zorlaştığını belirtiyorlar.

Ergenlik insan için de şirketler için de bir hastalık değildir. Doğal ve yaşanması gerekli bir süreçtir. Ergenlik sonrası insan ya da şirket eskisinin çocuksu ve acemi havasından farklı bir kimliktir. İnsan önünde sonunda bu dönemi fiziksel olarak tamamlamaktadır. Peki ya zihinsel olarak bu dönem tamamlanamazsa neler olur? Yaşı kemale erse de sorunlu kişiliklerle karşılaşma olasılığımız yüksek olacaktır. Şirketler açısından da iç ve dış çevre ilişkilerinde sıkıntılı, tutarsız, etkili ve verimli olmayan aynı durum geçerli olabiliyor...

Aslında ergen çocuklarla işletmeler arasında kurulan benzerlikle bir organizasyonel kültürün şekillenme süreci tanımlanmaktadır.

İç ve dış etkenlerden kaynaklanan etkileşim içinde de gelişen ve kimlik bulmaya çalışan bir işletme yaşamı gözlemlenebilir. Bir yandan "Büyümüş de küçülmüş dediğimiz" çocuklar gibi davranıyorlar, öte yandan da beklenmedik tepkiler gösteriyorlar, başına buyruk asi tavırlar sergiliyorlar. Bazen "sevimli" ve "saf" çoğunlukla da "anlaşılmaz" olabiliyorlar. Hemen hepsi kendilerinin merkezinde yer aldığını düşündüğü bir dünyaya ve şimdiki zamana o bilgiç tavırlarıyla övgüler diziyorlar. Kendilerine olan hayranlıklarını her fırsatta dile getiriyorlar. O güne kadar yaptıklarını ifade edebilmek ve sergilemek için can atıyorlar.

Söz konusu nitelikler taşıyan organizasyonlar küçük, orta, büyük ölçeklerde olabilirler. Üretim yapıyor ya da sadece hizmet sektöründe yer alıyor olabilirler. Hatta yepyeni veya uzun bir geçmişe dayanabilirler. Ergenlik döneminde olup olmamalarını belirlemede zamanın çok etkili bir faktör olduğu söylenemez.

İşletme yönetiminde girişimcilik, teknisyenlik ve yöneticilik yeteneklerine ihtiyaç vardır. Bu özellikler bazen birkaç kişiye dağılmış olurken bazen de aynı kişide toplanabilir. En üst karar organlarında yer alanlar farklı kişiliklerden oluşsa bile bütün bunlar ele aldığım temel konulara yaklaşımlarındaki benzerliklerinden dolayı, bu şirket yapılarının Ergen Şirket tanımı içinde yer almasına engel oluşturmamaktadır. Önemli olan gerçekte ne yaptıkları ve onların sonuçlarıdır.

Ele aldığım noktaların şu kadarını veya bu kadarını uyguluyor olmak kanımca Ergen Şirket sayılmak için yeterli bir belirtidir. Bir şirket ya ergendir ya da değildir. Sadece ergenlik döneminin içinde bulunduğu evrelere göre ön, orta ve geç ergenlik diye bir tanımlama yapılabilir. Çünkü ergenlik dönemi uzmanlarca insan yaşamının sekiz evresinden beşincisi olarak açıklanıyor.

İnsanda dönem, seksüel olgunlaşmaya geçişle başlıyor (11 - 13 yaşlar) kimliğe ilişkin belirgin duyguların kazanılması ile (21-22 yaşlar) sona eriyor. Ergenlik üç evrede İnceleniyor: erken veya ön, orta ve geç ergenlik dönemleri. Erken ergenlik döneminin (11-14 yaşlar) en önemli özelliği seksüel olgunlaşmayla başlayan bedensel değişikliklere uyum sağlama ve kabullenme süreci olması. Bu evrede soyut düşünme becerisinin kazanılmasıyla biIişsel gelişim de tamamlanmış oluyor. Bu dönem şirketleri organizasyonel yapının işleyişine ilişkin deneyim kazanarak piyasada oyuncu olma cesareti kazanır. Orta ergenlikte ise (15-18 yaşlar) gencin anne ve babasından ayrılma ve bireyselleşme çabası görülüyor. Bu dönemde otorite çatışmaları yaşanıyor, arkadaş gruplan önem kazanıyor ve ergenin sosyal gelişimi hızlanıyor.Bu dönemin şirketinde yönetim tarzının şekillenerek benzerleri arasında öne çıkma , sektörel etkinliklerde boy gösterme çabası içine girilmektedir. Geç ergenlik (19-22 yaşlar) ise kimlik duygusunun kazanıldığı bir evre diye niteleniyor. Bu evrede kimlik duygusunun üç bileşeninden söz ediliyor: cinsel, sosyal ve mesleki kimlik. Bu dönemin şirketlerinde kurumsallaşma , markalaşma fikri gelişirken gösterişli tanıtımlar yerine daha kalıcı ve ayakları yere basan bir varolma ihtiyacı belirginleşmektedir.

Bütün bu yaklaşımlar ışığında basit zihinsel modeller oluşturarak karmaşıklığı çözmeye çalışan beynimize, soyut düşünceden somuta giden bir kapı açmanın mümkün olacağına inanıyorum. Ülkemizde bolca kaynak kullanan, istihdam yaratan, çetin piyasa koşullarında sürdürülebilir kârlılıkla var olma savaşı veren çok sayıda işletmenin bir an önce bu süreci sağlıklı olarak tamamlamalarında, bir cerrah gibi operasyonu yürütecek, yönetim danışmalarına çok iş düşüyor.

NOT: Konu hakkında  geniş bilgi " ERGEN ŞİRKETLER"  başlıklı kitapta yer almaktadır.



Yorumlarınız için info@3sdanismanlik.com adresimize e-posta yollayabilirsiniz.