3S İnsan Kaynakları Eğitim ve Yönetim Danışmanlığı



ZOMBİLEŞEN ŞİRKETLER

 
ZOMBİLEŞEN ŞİRKETLER
 

Coronavirus tüm insanlık için tehlike olmaya devam ediyor. Covid-19 dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüm sektörler üzerinde şu veya bu biçimde hırpalayıcı etkiler bıraktı. Bazı sektörlerin bundan fazlasıyla nasibini aldığını görüyoruz.

Bilim insanları hayatları pahasına çözüm arıyorlar. Coronavirus de kendi varlığını sürdürmek için insanlığın savunma araç ve yöntemlerini geliştirme çabasına karşı tedbirler alıyor, kılıktan kılığa (mutasyon, varyant) giriyor. Gelmiş geçmiş en büyük virüsler sıralamasında zirveye doğru ilerliyor.

Virüsün etkisine karşı gösterilen tepkinin kaynar su dolu kazana atılan kurbağanın sıçramasına mı benzediği yoksa aklıselim düşünerek bir cevap verme arayışına mı gidildiği tamam mı devam mı sorusunun da karşılığını veriyor, verecek.
Ne yazık ki durum bu…Umut verici iyi şeyler söylemek dilekten öte geçmiyor. Bir gün kazanacağız…
Ama zamanını bilmiyoruz…

Yönetim danışmanı olarak süreci yaşıyor ve yakından izliyorum. Öyle ki şirketlerde yaşanan değişimi açıklayacak söz bulmakta zorlanıyorum. Kim, nerede, ne zaman, nasıl, niçin bu virüsü yarattı diye sormanın da şu an için anlamı yok. Buddha'nın sözü aklıma geliyor:"Birine ok saplanmışsa,bu oku kim attı sorusuna cevap aranacağına, önce oku çıkarıp acıya son verin."

DSÖ salgının başladığı bölgelerde araştırma yapmasına rağmen kaynağı  bulamadı. Savunmaya, geliştirilen yöntem ve araçlarla karşı saldırıya devam ediliyor.
Yasalarla yapılan kısıtlamaların bulaşma hızını yavaşlatmada ne kadar etkili olduğunu resmi otoritenin istatistiklerinden öğreniyoruz. Bunların güvenilirliğinin tartışılması da madalyonun öteki yüzü… Ulaştırma (Hava, deniz, kara yolu yolcu taşımacılığı), turizm, spor, eğitim, lokanta ve restoranlar, eğlence, ev hizmetleri, sağlık, perakende sektörü, özellikle AVM kanalı derinden etkilenenler arasında. Bilgi tabanlı işlerde beyaz yakalı çalışanlarla evden (uzaktan) faaliyet seçenekleri kullanılmaya devam ediyor. Ya nesne tabanlı şirketler? Mavi yakalılar?

Salgının ilk izlerinin ortaya çıktığı güne gelene kadar ülkemizde yaşanan ekonomik kriz zaten şirketleri yeterince zayıflatmıştı. Bunun dışında kalan, serpilip büyüyenleri yok muydu? Elbette vardı. Bazıları (azınlıkta kalanlar) salgın dönemine dayanma güçleri yüksek yakalandılar. Genele ilişkin bir değerlendirme yaparsak dış çevreden gelen bu saldırı iç çevreyi düzenlemede yetersiz kalan şirketleri kontrolleri dışında tepkisel değişime zorladı. Bunun sonunda ortaya ne mi çıktı?

Zombileşen şirketler…

İzleyenler bilir “Walking Deads/Yürüyen Ölüler” dizisi bir virüsün insanları zombilere dönüştürmesi ve ona karşı hayatta kalma mücadelesini anlatıyordu. İlgiyle izlenirken kurgusal olduğu için merak konusuydu. Ama şimdi gerçek bir tehdit altında hayatta kalmanın savaşını veriyoruz. Salgınla ilgili çevrilmiş tüm film ve dizilerin içine girmiş gibiyiz.
Uzun yıllar hizmet verdiğim sektörlerden şirket sahipleri, yöneticiler, çalışanlar feryat figan içinde arıyor ve şikâyet ediyorlar. Şikayetlerin ortak noktası özetle: “artık tanıyamıyoruz”. Astlar üstleri, üstler patronlarını, çalışanlar şirketlerini tanıyamıyor. Ürün/hizmet alıp veren müşteri ilişkisinde olan şirketler birbirlerini tanıyamıyorlar. Davranışlar değişmiş, öfke, huzursuzluk, kaygı, mutsuzluk boy göstermiş.

Tanınamayan ne mi?

Yazılarımda çok sık dikkat çektiğim anonim bir söz var: “Ağacın boyu yere devrilince ölçülür!” Bir buhrana dönüşen kriz, değerleri ve prensipleri olduğunu iddia eden şirketlerin de yüzleşmesine yol açtı. Hayatta kalma güdüsü öne çıkan iş sahipleri haklı gerekçeleri olduğunu ileri sürerek çalışanlar ve müşteri ilişkilerinde değerler ve prensipleri budayıverdiler. . Zam yapmama, terfi vermemenin tam sırasıydı bazıları için. Bir yolunu bulup da çalışan sayısını azaltma işsizler ordusunu büyüttü. Vasıflı insanları düşük ücretle işe alma çabasında olanlara ne demeli? Kapanan şirketler, iflaslar aldı başını gitti. İcralık olanlar da cabası. Sonuçta geniş tanımlı işsizlik rakamları çığ gibi büyüdü. İnsanlarda iş arama ve çalışma isteği kayboldu.

Zombileşen şirketler tedarikçilerine, alt yüklenicilere, hizmet aldıkları çevrelere karşı piyasa bahanesiyle hak edişleri ödememe, erteleme, yapmama yoluna gidiyorlar. Alacakları nedeniyle müşterisiyle mahkemelik olmamak için sabredenler kendi iş çevrelerinde de borçlarını ödeyemiyorlar. Bu dalga dalga yayılıyor
Sis perdesi altında doğruyla eğriyi ayırmak imkansızlaştı. Zombileşen şirketler nedeniyle güvensizlik piyasanın daralmasının temel nedeni haline geliyor. Oysa bu dönemde düşman ortak. Sen ben yok, biz varız! İnsan odaklı ortak çözüm arayışıyla iş dünyasında dayanışmanın mümkün olduğuna inanmak gerekiyor. “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın!” demenin zamanı değil!

Tüm olumsuz koşullara rağmen toplumsal fayda adına çalışanlarını koruyan, kâr beklentilerini en aza çekerek ödemelerini zamanında yapan, yükümlülüklerini zamanında yerine getiren şirketlere selam olsun.