3S İnsan Kaynakları Eğitim ve Yönetim Danışmanlığı



BİR ŞİRKETİN CEO MACERASI


Şirketin pazar payında gerileme vardı; tedarikçi ilişkileri pek de iyi yürümüyordu, çalışanlar rahatlık bölgesine girmişler, satışlar sürekli düşüyordu. Fason üretilen marka ürünlerde strateji değişimine ihtiyaç vardı. Partner şirketler iş modeli konusunda eleştirilerde bulunuyorlardı. Sorunları çözemeyen üçüncü CEO’da yüklü tazminatlar ödenerek işten çıkartılmıştı. 

Mevcut pazarla yetinmeyip, bölgesel liderliğin ötesinde kıtasal rekabete girecek bir CEO’ya ihtiyaç vardı.  

O aday da, YK Başkanının güvendiği bir arkadaşının önerisiyle, uzun yıllar yurt dışında çeşitli sektörlerde ve şirketlerde çalışmış,  Türkiye’ye kesin dönüş yapan Azmi Martı idi. Kararlı, dik başlı, tuttuğunu koparan, asla vazgeçmeyen kişiliğiyle Yönetim Kurullarını bile dize getirmişti. Daha iyisi can sağlığı… Burada da benzer bir profil  olmalıydı… Hakkında entrikacı olduğuna dair olumsuz söylentiler vardı. Ancak büyük şirketlerde çalışmış olması bütün iddiaları çürütüyordu. Şirket nihayet iç ve dış çevresiyle ilişkileri düzenleyecek beyaz atlı prensini bulmuştu. Hakkında fazla araştırmaya gerek görmeyen Yönetim Kurulu kendi arasında toplanarak aralarında en genç olan üyenin bu süreci yönetmesine karar verdi. Süreç, CEO’nun şirketle sözleşmesi imzalanana kadar gizli yürütülecekti.Azmi Martı’yla temasa geçildi. Telefon görüşmesini YK üyesi bizzat yaptı. Görüşme günü ve saati alınarak davet gerçekleştirildi.

***

Görüşme için şirketin VIP salonu hazırlandı. İkramları söylemeye gerek yok. Her şeyin en iyisini Yönetici Asistan organize etmişti. Son model BMW’siye Genel Merkeze geldiğinde tüm YK üyeleri 5. Kat penceresinden onu izliyordu. Bütün gizliliğe rağmen söylentileri duyan herkes camlardan aşağı bu esrarengiz konuğu izliyordu. Davetli ilgili YK üyesi tarafından karşılandı; kısa bir tanışma sonrası toplantı salonuna yönlendirildi. Uzun boylu, kazınmış saçları nedeniyle güneşte parlayan bir başı vardı. Cüsseli vücudunun tersine  çevik hareketlerle şirketin ana girişine çıkan 15 basamaklı granit merdivene yönelerek YK üyesini izledi. 

***

İstanbul’un muhteşem manzarasını gören panoramik pencerenin önündeki ceylan derisi koltuklarda yapılan görüşmenin ilk bölümü havadan sudan konuşmalarla geçti. Dünya’da yalnızca Hindistan'ın Batı Bengal eyaletinin kuzeyindeki Darjeeling bölgesinde yetişen çaylar içilirken ortam asıl görüşme için hazırdı…

Azmi Martı, son 10 yılda neler yaptığını bir çırpıda anlattı. Daha sonra YK üyesinin tüm söylediklerini dikkatle dinledi, başını söylenenleri onaylar gibi yavaşça sallıyor, IPAD’ine notlar alıyordu. Şirket yönetimiyle ilgili açıklamalardan sonra YK üyesi, şirketin CEO pozisyonu için Yönetim Kurulu adına birlikte çalışma isteğinden bahsetti. 

Azmi Martı kendisi için yapılan övgü dolu değerlendirmeler, açıklamalar ve teklif için teşekkür etti. Büyük rahatlama yaratan koltuğa gömüldüğünü fark ederek yerinden hafifçe doğruldu. YK üyesi CEO adayının hareketlerini izlerken onun son derece nazik ve kontrollü biri olduğunu düşündü.  Azmi Martı önündeki sehpada duran sürahiden bir bardak suyu doldururken, şirket hakkında araştırma yaptığını, piyasadaki ve borsadaki durumunu incelediğini söyledi. YK üyesinin merakı daha da artmıştı. Yüzündeki ifadeden kararı konusunda bir ipucu yakalamaya çalışıyordu. Azmi Martı düşünmek için birkaç gün süre istedi, karşılama, konukseverlik ve görüşme için tekrar teşekkür etti.Kendisine yapılan yemek davetini nazikçe geri çevirdi. Yerinden kalkarak izin istedi. YK üyesi ayrılmadan önce CEO’nun ofisini de göstermeyi önerdi. Ofis her türlü konforla donatılmıştı. YK üyesinin ofisi gösterirken duyduğu gurur yüzündeki ifadeden anlaşılıyordu.  Asansörle giriş katına doğru inerlerken aralarında kısa bir sessizlik oldu. Azmi Martı manzaraya dalmıştı. YK üyesi genel merkezin son teknolojiyle donatılmış akıllı bir bina olduğundan  söz etti.  Tekrar görüşmek üzere el sıkışarak ayrıldılar.

YK üyesi diğer kurul üyelerinin heyecanını gidermek için vakit geçirmeden toplantı salonuna gitmeyi tercih etti. Görüşmenin nasıl geçtiğiyle ilgili ayrıntılı bilgi verdi. Azmi Martı’nın konuşmasını, ses tonunu, seçtiği kelimeleri, çay içişini, koltukta oturuş şekline kadar her şeyini ayrıntılarıyla anlattı. Bundan sonrası için beklemekten başka çare kalmadığı konusunda herkes aynı fikirdeydi. Sessizce dağıldılar.

***

Görüşmenin üzerinden iki gün geçmişti ki sabah saat 10.00’da YK üyesinin cep telefonunun ekranında Azmi Martı’nın çağrısı göründü. YK üyesi heyecanla açtı ve Azmi Martı’nın prensipte teklifi kabul ettiğini ve görüşmek için randevu istediğini duyunca gözleri parladı. Ertesi gün saat 14.00’da görüşmek üzere randevu verildi.

YK olağanüstü toplanarak CEO’ya sunacakları teklifi gözden geçirdi. Her şey en ince noktasına kadar tartışıldı. Yönetim Kurulu görüşme saatini iple çekiyordu. 

***

Azmi Martı toplantı salonuna yönlendirilmişti. Şirketin sahibiymiş gibi tüm ihtişamıyla salona girişi, tanışmak için duruşu, tokalaşması, davudi ses tonu, jest ve mimikleriyle verdiği hava YK üyelerini rahatsız etmişti. Ancak kimse bu düşüncelerini diğerine belli etmek istemedi. Batman filmindeki Joker karakterinin sahte gülücüklü yüz ifadesi herkese yerleşmişti. YK üyesinin kısa bir giriş konuşmasından sonra Azmi Martı’ya düşünceleri soruldu. Azmi Martı tek tek üyelere baktıktan sonra teklifi kabul ettiğini söyledi. Konuşmasına beklentileri gerçekleştirmek için göreviyle ilgili olarak gerektiğinde ürün, pazar ve yönetim stratejilerinde yapacağı değişikliklerde vereceği kararlarda ona sağlanacak desteğin önemini vurguladı. Yönetici Asistan işe başlamayla ilgili olarak ücret, ikramiye vb. imkânlar içeren dosyayı masaya bıraktı. O da okuyup imzalayacağını söyleyerek teşekkür etti. Herkes mutlu görünüyordu. El sıkışarak kutlaması yapıldı. Üst yönetim ve Azmi Martı diğer yöneticilerin de davet edildiği kokteyl salonuna girdiğinde büyük bir alkış koptu.YK Başkanı kısaca CEO’yu tanıttı. Resmi deklarasyonun da ertesi gün tüm şirketlere yapılacağını söyledi. Yapılan sohbetlerle yakınlaşma bir adım daha ileri gitti.

***

Azmi Martı işe başladığı ilk 30 gün boyunca önce YK üyeleriyle ayrı ayrı görüşmeyi tercih etti. Şirketin yurt içi ve yurt dışı kuruluşlarını, tüm bölümlerini dolaştı. Daha sonra genel müdürleri, yardımcıları, direktörleri ve şirket karar noktalarında bulunan herkesle özel görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler sırasında zaman zaman Yönetici Asistanı not alması için davet etti. Daha sonra şirketin finans yapısı ve satışlarla  ilgili tüm bilgileri kayıtlardan ve ilgili yöneticilerden raporlarıyla birlikte aldı. 

İlk YK toplantısında şirketin personel profilinde değişiklik yapacağını söyledi. Kurul üyeleri bunun büyük bir çatışmaya neden olabileceği konusunda Azmi Martı’nın nazikçe dikkatini çektiler.

Operasyon başlamıştı. CEO, öncelikle tüm bölüm, birim düzeyinde ve kişilerle ilgili çatışma konularını belirledi. Güvenilir olarak belirlediği yardımcıları kanalıyla, çalışanların birbirleriyle ilgili olumsuz görüşlerinin yayılması talimatını verdi. Mevcut çalışanlar arasından  yeni ve üst pozisyonlara aday olunması çağrısını yaptı. Bu sürecin doğal sonucu şirketler grubunda ayak kaydırma faaliyetleri başlamıştı. Özel toplantılarla çalışanlar arasındaki gerilim de tırmanıyordu. Şirketin satış hedefleriyle ilgili beklentilerini açıkladığında toplantıya katılanlar bu meydan okumayı üstü örtülü işten atma tehdidi olarak algıladılar. Satış Gücü plan hedeflerini tutturmaya çalışırken kendisini açıkça ilan edilmemiş yıpratıcı bir savaşın içinde buldular. 

YK bütün olup bitenleri endişeyle izliyor, CEO’ya verdikleri altı ay hiçbir şeye karışmama sözüne bağlı kalmaya çalışıyorlardı. Yalnızca mali tablolara odaklanmıştı. Öte yandan işler piyasada daha sıkı takip edilir olmuş, satışlar artmaya başlamıştı. Anlaşılmadık bir durum yaşanıyordu. Bütün bu baskılar altında ilk istifalar gelmeye başladı. Azmi Martı çelik gibi duruşuyla işten çıkanın yerine hemen yeni adamları yerleştirmeye başlamıştı. 

Bu arada ücretlerin, ikramiye ve primlerin belirlenme dönemi gelmişti. Bu konuda yalnızca enflasyon oranında zam yapıldı. Çalışanlar sorunlara o kadar çok bulaştırılmıştı ki can havliyle işe koyulmuşlar, işten ayrılanların piyasada iş bulamadıklarını duydukları için istifa girişiminde de bulunamıyorlardı. Azmi Martı yeni yöneticiler getirmeye, bölüm yetkilerini daraltmaya, kişileri hedefler için zorlamaya devam ediyordu. Durumu kabullenemeyen bir grup yönetici daha istifalarını verdi. Yerlerine kısa sürede yenileri geldi. YK boşalan pozisyonlara hızla yapılan yerleştirmeleri hayretler içinde izliyordu. Yeni gelenler rakip şirketlerden  transfer ediliyordu. 

***

Altıncı ayın sonunda hiyerarşi piramidi geniş tabanlı yapısından uzaklaşarak dikeyleşmiş, her şey tek adamın kontrolüne geçmiş, satışlarda %10 artış sağlanmıştı. Tüm çalışanlar arasında güvensizlik hat safhadayken CEO hedeflerine ulaşmanın verdiği keyifle YK toplantısında alkışlar altında kadeh kaldırıyordu. YK ikinci  altı aylık dönemde de CEO’nun elini güçlendirmek amacıyla tüm kararlarında hiçbir şeyi fazla sorgulamayarak ona destek olmayı tercih etti. Azmi Martı serbest uçuşuna devam ediyordu.

***

Yeni işe başlayanlara uygulanan ücret politikasıyla dengeler bozulmuş, aynı işi yapmalarına rağmenkişiden transferler nedeniyle kişiden kişiye göre değişen ücret düzeyleri uçurumlar oluşturmaya başlamıştı. Herkes birbirinin ne aldığını takip ediyordu. CEO’ya en yakın birinci ve ikinci halkadakiler adeta ayrıcalıklı bir gruba dönüşmüştü. Tüm şirkette belirli bir grubun dışında CEO’nun adalet anlayışı sorgulanıyordu. Azmi Martı söylentilere aldırmıyor, şirketi taşıyacağı büyük hedef için herkesin fedakârlık yapması gerektiğini her fırsatta dile getiriyordu.

***

İkinci altı aylık dönemde CEO yok edici bir rekabet stratejisi izleyerek pazar payını adım adım artırmaya başladı. YK bu derece otokratik bir yönetim tarzıyla hayati rakamlarda olumlu etki yaratılmasını şaşkınlıkla izliyordu. “Demek ki eli sopalı bir CEO’ya ihtiyacımız varmış” diye aralarında konuştular. Herkesin kafasından “Dur bakalım ne olacak!” düşünceleri geçiyordu. Bu arada rakip şirketlerin tepe yönetimleri YK üyelerine doğrudan veya dolaylı olarak Azmi Martı’nın yönetici ayartma operasyonlarından rahatsızlık duyduklarını bildiriyorlardı. YK kişilerin tercihleri konusunda özgür olduğunu söylemekten başka bir şey yapamıyordu. 


Azmi Martı’nın şirket ve pazardaki önlenemez yükselişi dokuzunca aydan itibaren yavaşlamaya başladı. İlk darbe Azmi Martı’nın en güvendiği yardımcılarından geldi. Her ikisi de mevcut imkanlardan çok daha iyi teklifler aldıklarını söyleyerek istifa etmişlerdi. Azmi Martı daha iyi koşulları sağlayabileceğini söylese de yardımcıları kararlarını değiştirmediler ve ondan özür dileyerek ayrıldılar…

Azmi Martı’nın kolu kanadı kırılmıştı. Aynı hafta içinde istifa edenler, şirketten bazı kilit yöneticileri de rakip şirketlere çekince şirketin saha hakimiyeti kısa sürede kayboluverdi. Her bölgeden şikayetler geliyor, müşteriler siparişlerdeki aksamadan dolayı uğradıkları zararların telafisini istiyorlardı.

YK toplantısında tüm üyeler adeta Azmi Martı’yı bombardımana tuttu. Büyü bozulmuştu…CEO “Bana ikinci altı ay için de destek verceğinizi söylemiştiniz” dedi. Ama üyeler tüm öfkeleriyle  sormaya devam ettiler. Pazardaki durum, taahhütler, teslimatlar, tedarikçi ilişkileri, basın, borsa ne olacaktı? Ayrılanların yerine önceden olduğu gibi yenisi neden bulunamıyordu? 

O azametli görünümünden geriye bir şey kalmamıştı.  “Her şey kontrolüm altında” diyebildi. İçi boş plastik bir manken gibiydi. Anlaşıldı ki Azmi Martı’nın kurguladığı modele uygun düşen birinci derecede güvendiği çok fazla kişi yoktu. Teklif götüreceği kişiler de istediği formasyonda değildi. YK’dan gelen ilk ciddi uyarı sonrası Azmi Martı şirketin ülke ve bölge iştiraklerine, yatırımlarına, depolarına denetim ziyareti yapma kararı verdi.

***

Gece yarısında doğru şirketin operasyondan sorumlu YK üyesinin telefonu çaldı. Arayan Azmi Martı’ydı. Soğuk bir sesle YK üyesinden özür dileyerek söze başladı. Üye ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Azmi Martı tebeşir yutmuş gibi çatallı bir sesle konuşmaya devam etti. Mesele anlaşılmıştı…CEO  aşırı yorgunluktan ve yıpranmadan dolayı sözleşmesinin feshini istiyor, karşılıklı olarak yaptırım uygulanmasıyla ilgili maddelerinden vazgeçmeyi teklif ediyordu. Israr edilmemesini rica ederek, yurt dışına gitme kararı verdiğini söyledi. YK üyesinin boğazında kelimeler düğümlenmişti. “Nasıl yaparsın?” diyebildi…Karşıdan hiç ses gelmedi. 

“Size kolay gelsin!” Azmi Martı’nın telefondaki son sözleriydi.

YK üyesinin elinden telefon düştü, koltuğa yığıldı kaldı. Şimdi bu durumu diğerlerine nasıl anlatacaktı?



Yorumlarınız için info@3sdanismanlik.com adresimize e-posta yollayabilirsiniz.